14 Ara 2006

Avrupa "Zirve Stresi"nde

Zirve Avrupa basınında

Brüksel’de bugün başlayacak olan AB Zirvesi Avrupa basınında geniş yer aldı.

NTV-MSNBC VE AJANSLAR

Güncelleme: 14:18 TSİ 14 Aralık 2006 Perşembe

LONDRA/PARİS/BERLİN - İngiltere’de yayımlanan haftalık ekonomi ve siyaset dergisi The Economist, AB-Türkiye ilişkilerinde havanın alışılmadık düzeyde kötüye döndüğünü savunurken, “Türkler kızgın, Avrupalılar kararlı ve müzakerelerde askıya alınan başlıkların nasıl olup da yeniden görüşüleceğini anlamak zor” diye yazdı.

Türkiye’nin AB’ye üyelik çabalarının belli bir gidişatı olduğu, her iki-üç ayda bir kavganın kopmasına ve bunun da Kıbrıs üzerine olmasına alışıldığı belirtilen Economist’in makalesinde, “Bunun sonucunda kriz zirveleri toplanır, anlaşmalar sağlanır, belki kimse mutlu olmaz, ama kimse kapıyı da çarpmaz” denildi.AB Zirvesi’nde onay günüAK Parti hükümetinin iktidara gelmesiyle birlikte sürecin daha makul görülmesine çalışıldığını kaydeden Economist, geçen 4 yıl boyunca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın etkili bir reformcu olarak pek çok reforma imza attığını kaydetti. Türkiye’de yapılan reformların AB’ye üye pek çok Avrupa ülkesinin yaptığına denk ya da onun ötesinde olduğuna işaret edilen makalede, kimsenin Türkiye’nin üyelik sürecinin hızlı olmasını beklemediği, en yakın tahminin 10 yıl sonrası için olduğu belirtildi.

‘ASIL HATA AVRUPA’NIN’

Economist’in makalesinde, Ekim 2005 tarihinden bu yana ilişkilerin baş aşağıya gittiği iddiasına da yer verilerek, “Bazı hatalar Türk tarafına ait, reformlar yavaşladı. Ancak hatanın büyüğü Avrupa tarafında yatıyor, Almanya’da Hristiyan demokrat bir başbakanın göreve gelmesi ve Fransa’da yeni bir cumhurbaşkanı seçilecek olması, Türkiye’ye iki önemli destekçisini kaybettiriyor” denildi.Makalede Avusturya, Fransa ve Almanya’da seçmenin gönülsüz tutumunun Türkiye’de de reformların yavaşlamasına ve milliyetçi bir havanın doğmasına yol açtığı kaydedilerek, “Pek çok Türk artık kendilerini kulüplerinde görmek istemeyen Avrupalıları memnun etmemek adına değişimi de istemiyor” iddiasına yer verildi.

‘FELAKETLE EŞDEĞER BAŞARISIZLIK’

“Avrupalılar şimdi Rumlara, ambargoların kaldırılmasına olanak vermeleri için baskı uygulamalı” görüşü vurgulanan makalede, “Türkiye ile müzakerelerin bir kısmının dondurulması anlaşmazlığın aşılmasına hizmet etmeyecektir” uyarısı yapıldı.Makalenin son bölümünde, “Avrupa’nın ve Batı’nın Akdeniz’deki küçük bir ada yüzünden Müslüman bir demokrasinin örneği olan Türkiye’yi kendisinden uzaklaştırması felaketle eş değerde jeostratejik bir başarısızlık olacaktır” denildi.Economist’te yer alan başka bir makalede genişleme sürecinin sancıları ve bu çerçevede Türkiye ile gelinen noktada yaşananlar ele alındı. Derginin bir başka sayfasında yayımlanan analizde ise Türkiye ile Irak Kürtleri arasındaki ilişkiler ve bu ilişkilerde ABD’nin etkisi irdelendi. Analizde, ABD’nin Türkiye ile Kürtler arasında kaldığı iddiasına yer verildi.

‘AB’NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ’

Daily Telegraph da başyazılarından birinde ‘Avrupa Birliği’nin ikiyüzlülüğü’ başlığı kullanılıyor ve Brüksel’in Kıbrıs sorunundaki tutumu eleştiriliyor. Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in dün Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada söylediği ‘Üye ülkeler ne kadar iyi hazırlanırlarsa, AB genişleme sonrasında o kadar iyi işler’ sözüne değinen gazete, “2004 yılında, bölünmüş bir Kıbrıs’ı üyeliğe kabul eden bir birlik için, biraz lüks bir ifade” yorumunu yapıyor.Yazıda, “Kıbrıs’ın üyeliği, Ada’nın gevşek bir federal yapıda birleşmesini öngören Birleşmiş Milletler planını, güneydeki Rumların ezici bir çoğunlukla reddetmesinden sekiz gün sonra gerçekleşti” ifadesi kullanılıyor.Yazıda ayrıca, “Genel Sekreter Kofi Annan o günlerde, Kıbrıs’ın tarihi bir fırsatı kaçırdığı, Avrupa Birliği’nin bölünmüş ve militarize olmuş bir ülkeyi üyeliğe kabul ettiği uyarısında bulunmuştu. Uyarısı haklı çıktı. Üye olduktan itibaren, son derece kavgacı ve popülist bir milliyetçi olan Tasos Papadopulos liderliğindeki Kıbrıs, bildiğini okumaya devam etti ve bunun için hiçbir zaman cezalandırılmadı. Kıbrıs’ın bölünmüşlüğü, AB’nin en uzun süredir devam eden krizlerinden biri. Annan Planı’nı reddeden Rumları üyeliğe kabul ederek, AB sorunun devamını sağladı” deniyor. Bunun yanında, Daily Telegraph’in başyazısında “Bu tavrıyla Kıbrıslı Türklere alçaklık ederken, stratejik kavrayışının da bir köstebeğinkinden daha fazla olmadığını göstermiş oldu. Bu çerçevede, Olli Rehn’in üyeliğe iyi hazırlanma hakkındaki sözlerinden, berbat bir ikiyüzlülük kokusu yayılıyor” şeklindeki sert ifadeler de yer alıyor.

INDEPENDENT: SIRBİSTAN TARTIŞILACAK

Independent gazetesi ise zirvenin Sırbistan konusunda da tartışmalara sahne olacağını belirtiyor. Gazeteye göre, savaş suçu zanlısı Ratko Mladiç’in iadesi konusunda Sırbistan’a yönelik baskıyı hafifletmeye yönelik adımlar, AB içinde bölünme yaratıyor. Independent’taki yazıda “Sırbistan’ın milliyetçiliğe kaymasından endişe eden İtalya, Avrupa Birliği ile Belgrad’ı yakınlaştırmak için müzakerelerin tekrar başlatılmasını isteyen ülkelerin başında geliyor. Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ile işbirliği yapmadığı gerekçesiyle, Sırbistan ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşması imzalanmasına yönelik müzakereler geçen yıl askıya alınmıştı. Ancak İtalya Başbakanı Romano Prodi, konuyu bugünkü zirvede gündeme getirmeyi planlıyor. Avusturya, Slovenya ve Macaristan’dan da destek görmesi bekleniyor. Avrupa Birliği’nin Sırbistan’dan beklentilerini sulandırmasına karşı çıkan ülkelerin başında ise Hollanda geliyor. Fransa ve İngiltere de ona destek veriyor” yorumu yapılıyor. Independent, Belgrad’a yönelik daha ılımlı bir yaklaşım arayışlarının, Sırbistan’ın Avrupa’dan uzaklaşacağı endişesinden kaynaklandığını, AB yetkililerinin, Kosova’nın nihai statüsü konusunda gelecek yıl alınacak karara Sırpların vereceği tepkiden kaygı duyduklarını belirtiyor. Ayrıca, hukuken Sırbistan’ın bir parçası olan, ancak nüfusunun büyük bölümünü Arnavutların oluşturduğu Kosova’nın, bağımsızlık için bastırdığı, bu tür bir kararın büyük ihtimalle, Sırbistan’daki milliyetçileri güçlendireceği vurgulanıyor.

FRANSIZ GAZETELERİNDE DE ZİRVE VAR

‘AB genişlemeyi frenlemeye hazır’ başlığını kullanan Le Figaro, “25 AB ülkesinin devlet ve hükümet liderlerini bugün Brüksel’de biraraya getierecek zirvede, birliğin ‘entegrasyon kapasitesi’ kavramı doğabilir. Türk sorununu başlarından savmış olan AB liderleri, kamuoyları tarafından her geçen gün daha da eleştirilen genişleme startejisini bu akşam görüşecekler. AB’nin, 2004 yılından bu yana ilk defa, en iyi şartlarda 2009’da beklenen yeni bir antlaşma öncesinde yeni üyelikleri olanaksız hale getirecek bir mesaj göndermesi bekleniyor. Almanya ve Fransa’nın baskısıyla AB yeni genişleme startejisine ‘entegrasyon kapasitesi’ kavramını eklemeyi kabul etti” yorumunu yapıyor.‘AB Konseyi’nin gündeminde genişleme ve dış göç var’ diyen Les Echos ise “AB içinde tüm enerji, geçen pazartesi gününe kadar, AB Konseyi gündemini altüst etmekle tehdit eden Türkiye’ye yönelik tutum konusuna ayrılmıştı. Ancak Dışişleri bakanlarının Ankara ile üyelik müzakerelerinde 35 müzakere başlığından 8’ini dondurma kararı almaları bu yönde bir kaymayı önledi. Bir müzakereci ‘Avrupa böylelikle nefes alacak ve 2007 yılı ve Almanya dönem başkanlığının büyük dosyalarından bazıları üzerinde düşünecek’ diyor” ifadelerine yer veriyor.

BARROSO: MÜZAKERELER UZUN SÜRECEK

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da, Alman Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, “Türkiye ile müzakereler uzun bir süreç olacak. 10 ya da 15 yıl. Belki de daha uzun sürecek ve kimse sonucun ne olacağını şimdiden söyleyemez” dedi.Yunanistan’da yayımlanan Katimerini gazetesine de demeç veren Barroso, Ankara’ya karşı alınan kararların, AB’nin güvenilirliğiyle bağlantılı olduğunu söyledi. Barroso, Kıbrıs meselesi haricinde, Türkiye’nin dini özgürlükler, insan hakları ve askerin karar aşamasındaki rolü gibi ciddi konularda da yükümlülüklerini yerine getirmediğini savundu.

Hiç yorum yok: